Yapay zekâ alanında yeni ve iddialı projeleriyle dikkat çeken Anthropic’in CEO’su Dario Amodei, geçtiğimiz günlerde 14.000 kelimelik bir blog yazısı yayımlayarak güçlü yapay zekânın (AGI) gelecekte insan yaşamını nasıl dönüştürebileceği konusundaki vizyonunu açıkladı. Amodei, bu vizyonunda yapay zekânın tıp, psikoloji ve ekonomi gibi alanlarda çığır açıcı etkiler yaratabileceğini öne sürdü. Ancak bu görüşler, bir yandan dikkat çekerken, diğer yandan teknoloji dünyasında büyük tartışmaların da fitilini ateşledi.
Amodei’nin sunduğu vizyon, yapay zekânın önümüzdeki on yıllarda 100 yıllık tıbbi gelişmeleri 10 yıla sıkıştırabileceği, ruh sağlığı problemleri gibi zorlu hastalıkları tedavi edebileceği ve insan zihninin dijital ortama aktarılabileceği gibi oldukça iddialı tahminler içeriyor. Bu tarz projeksiyonlar, büyük bir merak uyandırsa da, teknoloji dünyasında bu tür ileriye dönük vaatlerin gerçekçi olup olmadığı konusunda soru işaretleri de oluşturuyor. Amodei’nin yaptığı açıklamaların zamanlaması, şirketin 40 milyar dolarlık yeni bir yatırım turu arayışında olduğu bir döneme denk gelmesiyle dikkat çekiyor.
Büyük fikirler, büyük sorular
Amodei’nin yapay zeka vizyonu, teknolojinin yakın gelecekte insan yaşamı üzerindeki etkilerine dair pek çok olumlu beklenti sunuyor. Ne var ki, günümüzde kullanılan yapay zeka sistemlerinin, bu vizyonu gerçekleştirmekten henüz çok uzak olduğunu belirtmek gerekiyor. Amodei’nin kendisi de bu hedeflere ulaşmanın, yüz milyarlarca dolarlık veri işleme kapasitesi gerektireceğini, ayrıca bu kapasitenin de büyük enerji tüketimi ve devasa veri merkezleri aracılığıyla sağlanacağını ifade ediyor. Yani, bu vizyonun gerçekleşmesi için henüz çok uzun bir yol var ve kesinliği de net değil.
Yapay zeka alanında yaşanan büyük rekabet, bu tür projeksiyonların daha sık ortaya çıkmasına neden oluyor. Örneğin, OpenAI CEO’su Sam Altman da geçtiğimiz yıl yayımladığı bir blog yazısında, benzer şekilde yapay zekanın gelecekte insanlık için büyük refah getireceğini öne sürmüştü. Bu tür açıklamalar, yatırımcıları cezbetmek ve büyük ölçekli fon toplamak için kullanılan stratejiler arasında yer alıyor. Ancak, bu vaadlerin gerçekleştirilip gerçekleştirilemeyeceği, yapay zeka topluluğu içinde tartışılmaya devam ediyor.
Anthropic, kuruluşundan bu yana yapay zeka güvenliği konusunda daha temkinli bir tavır sergilemiş ve bu yaklaşımıyla tanınmıştı. Fakat, Amodei’nin son yazısındaki vizyon, şirketin artık daha geniş çaplı bir geleceğe odaklanmayı tercih ettiğini gösteriyor. Bu, bir yandan güvenlik konularının daha az vurgulanmasına neden olurken, diğer yandan şirketin daha cesur adımlar atmaya başladığını da gösteriyor.
Bu arada, yapay zeka alanında yeni girişimlerin sayısı da hızla artıyor. OpenAI kurucularından Ilya Sutskever, yeni bir yapay zekâ laboratuvarı kurmuşken, OpenAI eski CTO’su Mira Murati’nin de kendi girişimini başlatacağına dair söylentiler mevcut. Bu bağlamda, Anthropic gibi şirketlerin büyük yatırım toplama yarışında daha iddialı vizyonlar sunmak zorunda kalmaları şaşırtıcı değil.
Amodei’nin vizyonuna yönelik eleştiriler ise genellikle, bu tür iddiaların mevcut teknolojik kapasiteyle uyuşmadığına odaklanıyor. Bugünün yapay zeka sistemleri, büyük veri kümelerini analiz etmede ve tekrarlayan görevleri otomatikleştirmede oldukça başarılı. Finans, sağlık ve otonom araç teknolojileri gibi alanlarda kaydedilen ilerlemeler de bunu kanıtlar nitelikte. Ancak, bu sistemlerin insan zihnini buluta yükleme ya da demokrasiyi güçlendirme gibi büyük hedeflere ulaşabilmesi için henüz ciddi adımlar atılmış değil.
Yapay zeka liderleri arasında giderek daha popüler hale gelen bu “teknolojik ütopya” vizyonu, özellikle yatırımcıların ilgisini çekmek için kullanılan bir araç olarak dikkat çekiyor. Teknoloji devlerinin uzun yıllardır inovasyonlarını dünyayı kurtaracak çözümler olarak pazarladıkları biliniyor. Örneğin, Elon Musk, SpaceX ile insanlığı başka gezegenlere taşımanın bir tür sigorta politikası olduğunu öne sürmüş, Mark Zuckerberg ise evrensel internet erişimini yoksulluğa çözüm olarak sunmuştu. Ancak bu tür büyük vizyonların, gerçekçi olup olmadığı noktasında kamuoyunda ve teknoloji dünyasında her zaman soru işaretleri olmuştur.
Sonuç olarak, Amodei’nin sunduğu bu yeni yapay zeka vizyonu, bir yandan geleceğe dair umut vadederken, diğer yandan bu vizyonun gerçek olup olamayacağı konusunda da dikkatli bir yaklaşım gerektiriyor.