Adobe’nin internet üzerindeki yanlış bilgilendirmelerin önüne geçmek amacıyla bir teknik çözüm geliştirmeye yönelik çalışmaları henüz erken aşamalarda bulunuyor. Buna rağmen şirket, bunun bir endüstri standardı hâline gelmesine yönelik dikkate değer adımlar atıyor.
Söz konusu proje ilk kez geçtiğimiz kasım ayında duyurulmuştu. Şimdi bunun üzerinde çalışan ekip yayınladığı makaleyle birlikte İçerik Özgünlük Girişimi (CAI – Content Authenticity Initiative) olarak adlandırılan sistemin nasıl çalışacağını detaylandırdı. Yeni makalenin ötesinde, sistemin geliştirilmesinde atılacak bir sonraki adım konseptin düzgün şekilde çalıştığını kanıtlayan bir uygulama olacak. Adobe de bunu yıl sonuna kadar Photoshop ile birlikte sunmayı hedefliyor.
Adobe’nin CAI direktörü Andy Parsons’ın projeyle ilgili olarak TechCrunch’a verdiği bilgilere görea maçlanan, verileri görsellere ve diğer medya içeriklerine daha başlangıç noktasında, Adobe’nin görüntü düzenleme yazılımında yerleştiren sağlam bir içerik dağıtım sistemi oluşturmak. Parsons, “Baktıkları medyanın gerçekliği ile ilgilenen herkes için, gerçekten çekici ve kolay anlaşılabilir bir geçmiş sunabileceğimizi düşünüyoruz.” dedi.
Adobe, sistemin iki açıdan ilgi çekici olduğunu belirtiyor. Öncelikle bu sistem içerik yapımcılarının oluşturdukları işlere isimlerini eklemeleri için daha sağlam ve kullanışlı bir yöntem sunuyor. Daha da çekici olanı ise, bu proje görüntü üzerinden yapılan yanlış bilgilendirmeler için de teknik bir çözüm sunuyor. Herkesin yavaş yavaş dikkatini çektiği üzere, internet üzerinden yanlış bilgilerin yayılmasında üzerinde oynanmış görseller önemli rol oynuyor. Bunların başlangıç noktasını bulmakta Adobe’nin geliştirdiği teknoloji büyük katkı sunacaktır. “En sonunda, orijinal olması muhtemel olan şeyleri filtrelemenize olanak tanıyan bir sosyal yayın veya haber sitesinin açıldığını hayal edebilirsiniz.” diyor Parsons.
CAI, Twitter ve The New York Times ile birlikte duyurulmuştu. Adobe, daha geniş kapsamlı iş ortaklıkları kurmak için çalışıyor, diğer sosyal ağları da projeye katmaya çalışıyor. İlgi çekmek zor değil, Parsons görüntülerin ve videoların kaynağını izleyen çözümler için giderek yayılan bir ilginin olduğunu dile getiriyor.
Aslında fotoğraflarda bulunan EXIF bilgileri sayesinde fotoğrafçılar, çekilen bir fotoğrafın hangi makineyle, hangi lensle, nerede çekildiğini görme imkanını elde ediyor. CAI sisteminin ondan daha sağlam ve kapsamlı bir sistem olması hedefleniyor. Parsons, Adobe’nin farklı araç ve donanımlarda geniş bir kullanım imkanı bulan XMP standardının düzenlenebilir ve doğrulanamaz bir standart olduğunu belirtiyor. Benzer şekilde EXIF bilgilerinde de değişiklik yapılabileceğini, bu verilerin doğrulanmasının zor olduğunu belirtiyor. İşte CAI ile bu durumun üstesinden de gelinmesi amaçlanıyor. Adobe’nin verdiği örneğe göre, Instagram benzeri bir uygulamanın kendi CAI sistemini kullanması mümkün olacak, bu sayede paylaşılan bir fotoğrafın ne zaman oluşturulduğu kullanıcılara gösterilebilecek.
Planlanan çözümde piksel seviyesinde kontrollerle dijital imza aranacak. Bu tür teknikler yapay zekâ tabanlı sistemlerde yapılıyor, bu sayede fotoğraflarda veya videolardaki yasa dışı içeriklerin saptanması mümkün oluyor.
Adobe bir yandan CAI standardını destekleyen iş ortaklarının sayısını artırmaya çalışırken bir yandan da bir görselin CAI verisini okumayı sağlayan bir web sitesi geliştiriyor. Bu sayede kendi çözümü daha fazla uygulama ve servise yerleştirilinceye kadar fotoğraf ve video doğrulamada bu web sitesi işlev görecek.
Fotoğrafçıların bu tür veriyi çalışmalarına eklemesi ise isteğe bağlı olacak. Bir fotoğrafçı düzenleme süreci sırasında bilgi eklemesi yapabilecek, ancak kendisini riske sokabileceğini düşündüğü durumlarda bu bilgileri eklemeyebilecek.
Bu yıl sonunda Adobe Photoshop ve Behance’de kullanılmaya başlıyor
Adobe, CAI sisteminin 2020 sonu itibarıyla Photoshop yazılımında ve fotoğrafçıları buluşturan sosyal ağı Behance’de kullanılmaya başlanacağını duyurdu. Şirket bunun sonrasında sistemin daha geniş bir kitleye yayılmasını umuyor.
