Adobe, Creative Cloud için son beş yıl içinde gerçekleştirdiği en büyük yazı tipi güncellemesini hayata geçirdi. Creative Cloud aboneleri artık doğrudan 1500 yeni yazı tipine erişim sağlayabiliyor. Bu yazı tipileri, Adobe’nin Photoshop, Illustrator ve InDesign gibi popüler uygulamalarında kullanılabiliyor. Tasarımcıların yıllardır tercih ettiği Helvetica gibi klasik yazı tipileri de bu yenilikle birlikte yeniden erişilebilir hale geldi.
Yeni eklenen yazı tipilerinin 750’den fazlası, Monotype ile yapılan bir anlaşma kapsamında Creative Cloud sistemine entegre edildi. Monotype, Helvetica, Gotham ve Avenir gibi pek çok popüler yazı tipisinin lisans haklarına sahip olan önemli bir kuruluş. Bu yazı tipileri geçmişte Adobe’nin Font kütüphanesinde yer alıyordu; fakat 2023’ün başlarında Type 1 desteği sona erince sistemden kaldırılmıştı. Bu da kullanıcılar için önemli bir eksiklik yaratmıştı.
Adobe şimdi bu yazı tipilerini daha kapsamlı ve güncel bir formatta geri kazandırmış oldu. Kullanıcılar, bu yazı tipilerine artık herhangi bir ek ücret ödemeden erişebilecek. Böylece Monotype’tan ayrı bir lisans alma ya da yazı tipini manuel olarak indirip sisteme tanıtma ihtiyacı da ortadan kalkmış oldu. Yazı tipileri doğrudan Creative Cloud uygulamaları üzerinden kullanılabilir hale geldi.
Bu güncelleme, özellikle eski projelerde karşılaşılan “eksik yazı tipi” uyarılarının önüne geçmeyi amaçlıyor. Helvetica gibi yaygın kullanılan yazı tipilerinin yeniden sistemde yer alması, hem mevcut projelerdeki uyumu koruyor hem de yeni projeler için daha geniş seçenekler sunuyor. Kullanıcılar artık belge açılışlarında eksik yazı tipi hatası yerine doğrudan tasarım içeriklerine ulaşabilecek. Bu da üretkenliği olumlu yönde etkiliyor.
Eklenen yeni yazı tipileri yalnızca Latin alfabesi ile sınırlı değil. Arapça, Çince, Japonca, Korece, Tayca ve Hintçe gibi farklı alfabeleri destekleyen yazı tipileri de bu genişletilmiş koleksiyonda yer alıyor. Böylece çok dilli projelerde çalışan tasarımcılar için de büyük kolaylık sağlanmış oluyor. Tüm bu seçenekler, Adobe’nin yazı tipi altyapısını daha küresel ve kapsayıcı hale getiriyor.
Geçmişte Type 1 formatına dayalı olarak sunulan yazı tipileri artık sistem tarafından desteklenmiyor. Bu format, eski PostScript yapısı nedeniyle günümüz teknolojileriyle uyumsuz hale gelmişti. Adobe’nin bu desteği sonlandırması, daha güvenli ve sürdürülebilir bir yazı tipi altyapısının oluşturulmasına katkı sağladı. Fakat bu geçiş süreci, bazı kullanıcılar açısından erişim sorunlarını da beraberinde getirmişti.
Yeni sistem sayesinde Adobe Fonts, artık çok daha güncel ve zengin bir yazı tipi kütüphanesi sunuyor. Kullanıcılar, projelerinde ihtiyaç duydukları yazı tipilerini uygulama içinden doğrudan seçebiliyor. Bu da hem masaüstü hem de bulut tabanlı senaryolarda yazı tipi uyumluluğunu kolaylaştırıyor. İş süreçlerinde daha akıcı bir deneyim elde ediliyor.
Adobe Creative Cloud yeni yazı tipleriyle iş birliğini kolaylaştırıyor
Creative Cloud’a gelen bu yeni yazı tipi koleksiyonu, özellikle ekip olarak çalışan kullanıcılar açısından iş birliğini kolaylaştırıyor. Proje dosyalarının farklı kişiler tarafından açıldığında aynı yazı tipisiyle sorunsuz şekilde görüntülenmesi büyük bir avantaj. Bu gibi detaylar, ekip projelerinde zaman ve enerji kaybını minimuma indiriyor. Yazı tipi uyumsuzlukları artık tasarım süreçlerini yavaşlatan bir unsur olmaktan çıkıyor.
Adobe’nin sunduğu bu geniş yazı tipi seçkisi, sadece sayıca değil, stil çeşitliliği açısından da dikkat çekiyor. Helvetica gibi klasiklerle birlikte Proxima Nova gibi modern alternatifler de artık Creative Cloud bünyesinde yer alıyor. Böylece farklı proje türleri için uygun yazı tipilerini bulmak daha da kolaylaşıyor. Tüm bu yazı tipilerinin ücretsiz ve entegre sunulması kullanıcı deneyimini önemli ölçüde artırıyor.
Adobe Fonts’un yeniden şekillenen yapısı, hem eski projelerle uyumlu çalışmayı kolaylaştırıyor hem de yeni projelerde yaratıcılığı destekliyor. Geniş yazı tipi yelpazesi, Adobe’nin tasarım odaklı araçlarını daha güçlü ve esnek hale getiriyor. Yazı tipi seçimi, artık yaratıcı süreçlerde bir engel değil, tamamlayıcı bir unsur olarak öne çıkıyor. Bu gelişme, özellikle profesyonel tasarımcılar için büyük bir işlevsellik sağlıyor.
