Teknoloji

ABD’den Huawei’ye bir ek süre daha

huawei abd

ABD, Huawei hakkındaki yasak kararının tamamen uygulanmasını bir kez daha 90 günlüğüne erteledi. Yapılan açıklamada, kırsal bölgelerdeki telekomünikasyon şirketlerinin altyapılarından Huawei’nin ürünlerini çıkarmaları için daha fazla zamana ihtiyaç duydukları belirtildi.

ABD Başkanı Donald Trump, Huawei’ye yönelik yasağı mayıs ayında bir başkanlık kararnamesiyle hayata geçirmişti. Söz konusu kararnamede, yabancı rakiplerden kritik ekipmanların alımı ve kurulumu kısıtlanmıştı. Kararın tamamen uygulanması hemen ertelenmiş ve Huawei’ye telefonlarını güncellemesi ve mevcut şebekelerinin bakımını sürdürebilmesi için 90 gün süre verilmişti.

90 günlük ek süre dün itibarıyla sona ermişti. Ancak ABD Ticaret Bakanı Wilbur Ross, 19 Kasım 2019’a kadar devam edecek yeni bir ek sürenin daha verildiğini açıkladı. Ross, açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “Bazı kırsal şirketlerin altyapıları Huawei’ye bağlı, dolayısıyla onlara gerekli değişiklikleri yapmaları için biraz daha süre veriyoruz. Huawei’ye bağlı 46 iştirak daha yasak listesine eklendi.”

Son eklemelerle birlikte ABD tarafından yasak listesine alınan Huawei iştiraklerinin sayısı 100’ü geçti. Bu da şirketin ABD pazarında faaliyet göstermesini iyiden iyiye zorlaştırdı. Huawei, listeye yeni iştiraklerin eklenmesini ulusal güvenlikle ilgisi olmayan ve tamamen siyasi motivasyonlarla alınmış haksız bir karar olarak değerlendirdi. Şirket, 90 günlük ek sürenin faaliyetlerine somut bir etkisinin olmayacağının altını çizdi.

Geçici tavizlere rağmen, ABD’nin yasak kararının Huawei’ye ciddi problemler açtığını söylemek gerekiyor. Karar nedeniyle pek çok önemli şirket, Huawei’yle ilişkisini kesmek zorunda kaldı. Google’ın Huawei’nin Android lisansını askıya alması, bu durumun en ciddi örneği olarak öne çıkıyor.

ABD şirketlere Huawei ile çalışmak için lisans vermiyor

ABD Ticaret Bakanlığı, şu an için hiçbir Amerikan şirketine Huawei ile iş yapabilmesi için izin vermiş değil. Bakan Wilbur Ross, geçtiğimiz temmuz ayında söz konusu lisansların ABD’nin ulusal güvenliğine tehdit olmadığı algılandığında verileceğini belirtmişti.